Konumuza geçmeden önce, birkaç gün önce Elazığ’da meydana gelen ve Malatya, Bingöl, Tunceli gibi çevre illeri de etkileyen 6,8 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Yaklaşık bir ay önce başlayan ve gitgide çirkinleşen bir mücadele izliyoruz. Bu mücadelenin birçok nedeni var ama başlıca nedeni, harcama limitlerinden ötürü yapılan transfere lisans çıkaramamak, buna bağlı olarak yapılamayan transferler, kendi camiasına içinde bulunduğu durumu anlatamayacak kadar çaresiz kalmak ve bundan dolayı suni bir düşman yaratıp saldırarak, kendisine gelmesi muhtemel tepkilerden kurtulmak ve camiayı konsolide etmek. Ülkemiz futbol düzeninde yıllardır süregelen ve bilinen bir taktiktir bu. Zamanın konjonktürüne uygun rakibi hedef olarak seçersiniz ve kum torbası misali yumruklamaya başlarsınız. Bu seferki hedeflerini kolayca belirlediler. Bankalar ile borçlarını ilk yapılandıran ve devreyi kendilerinin üstünde tamamlayan Trabzonspor.

İstisnasız gündemin her maddesini kendilerine göre çekip çevirip yine bir yerinden dâhil oluyorlar. Öyle ki, vatandaşlarımızın öldüğü, yaralandığı, evsiz kaldığı ortamda dahi Trabzonspor’u suçlayacak ve kendi menfaatleri için saldıracak kadar alçalabiliyorlar. İnsanlar deprem bölgesinde maçı düşünecek halde değilken “Maç neden oynanmıyor Trabzonspor kollanıyor mu?” sorusunu soracak kadar alçalabiliyorlar.

Bu kaosu yaratmak isteyenlerin dertleri belli, kendi camialarına izah edemeyecekleri şeyleri bu tür yıpratıcı çatışmalar ile hasıraltı etmek ve şampiyon olabilmek için türlü entrikalara başvurmak. Çünkü şampiyonluktan gelecek gelirlere ihtiyaçları var. Aksi durumda kulüplerinde tekerleği döndüremez ve bunun hesabını kongre üyelerine veremezler. Bu yüzden Trabzonspor’a saldırmak, slogan atmak çok daha alışılagelmiş bir durum onlar için. Çünkü vakti zamanında bu yolla çok şey elde ettiler. Fakat ne o dönemlerdeki aklıselim hareket etmeyen yöneticiler ne de fevri davranan bir taraftar var. Trabzonspor camiası üzerine düşen dersi çoktan aldı ama onlar bunun farkında değil. Camianın burada yapması gereken şey aklıselim bir şekilde, hep birlikte hareket etmek ve en çok da gerilmemek. Vakti zamanında bunun ekmeğini çok yediler. Yine aynı senaryoyu oynayıp Trabzonspor’u saf dışı etmek istiyorlar. Oyuna gelmemek gerek.

Öte yandan, insanlar deprem korkusuyla yaralarını sarmaya çalışırken “Trabzonsporlu futbolcular gelmeye korkmuşlar. Biz oynamak istedik, buna rağmen tek taraflı ertelendi.” diyen Malatyaspor Başkanı’na bir soru; 2 Şubat’ta Alanya’da oynanacak maç için Malatyaspor neden bugünden Antalya’ya kampa gitti? Hem de futbolcuların aileleri de beraberlerinde.

Ne kimsenin emellerine alet olun ne de kendiniz ile çelişin. Başka bir deyiş ile “Plan yapmayın plan, gitmez Karadeniz’de.”