Trabzon, dağ ile deniz arasında sıkışmış olan bir vilayetin adıdır. Bu şehirde arazi kıtlığı vardır. Bunun tek çözüm yolu güney çevre yoludur. Orada ayrı bir Trabzon yaparsınız kamu kurumlarını, sanayi çarşılarını oraya taşıyarak tarih ve kültür kenti Trabzon’u bulunduğu yerde yaşatırsınız. Bunun tek çözüm olduğunu günlerdir yazdık, çizdik, söyledik. Trabzon'da raylı sistem şart diyenlere sormak istiyorum. Yerleşim yerlerinin yoğun olduğu 200.000 kişinin yaşadığı Boztepe'ye, Çukurçayır'a, Bahçecik’e, Yeşiltepe'ye, 100.000 nüfusun yaşadığı Erdoğdu'ya, Aydınlıkevler'e, Yıldızlı Tepesine, Sarıtaş’a çıkartamayacağınız raylı sistem sahil yolunda kimi taşıyacak? Yoğunluk olsa, yolcu olsa, minibüs hattı kurulur. Boşuna enerjimizi harcamayın boş işlerle uğraşmayalım. Durduk yere Sanayi Çarşısı esnafını veya Mobilyacılar Çarşısı Esnafına sizi buradan kaldıracağız deyip ayağa kaldırmayalım. Bunu duyan bankacılar bu esnafa istimlak edilecek diye ödeme yapmıyorlar. İş adamının açıkta gemisi batıyor. Yerel basından bunu önünden banka müdürü ilk önce kredilerini kapatıyor, alacaklılarının çeklerini ödemiyor. Çömlekçi’de bunu duymadın mı? Oradaki esnafı istimlak edeceğiz diyerek batırmadık mı? Şimdi kalktık büyük bir kısmından vazgeçtik deyip serbest bıraktık. Ancak bu şehri tam bir yaz boz tahtası yaptık. Yazık değil mi oradaki esnafa? Şimdi aynı şeyi Pazarkapı'da yapmıyor muyuz? Kentsel dönüşüm adı altında vatandaşın elinden aldığımız yerlerde dükkan yapıp sattık yetmedi, büyük bir kısmını kamu binası yaptık. Yoğunluk artınca da Pazarkapı Camii ve etrafına kafayı taktık. Para yok ama istimlak yapacağız diyoruz. Oradaki esnafın farkında mısınız? Batırıyoruz böyle bir devlet anlayışı olmaz! Böyle bir devlet adamlığı da dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz!
Yarına İyi Bakın!