Arkadaşlarım ile kafelerde, dayım ile çay esnasında, sosyal medyada tanıdığım tanımadığım insanlar ile gerçekleştirdiğim futbol muhabbetini artık bu mecrada kaleme alacağım. Bana bu fırsatı tanıyan Medya061 ailesine kocaman bir teşekkürü borç bilerek ilk yazıma bismillah diyerek başlıyorum.
Adeta belgesel tadında geçen, kadro dışılar, transfer yasağı, sakatlıklar, aksiyonu bol bir sezon geride kalmış, lig dördüncü olarak tamamlanarak Avrupa vizesi alınmış, çoğu taraftarın kafasında “Son dakikalarda puan kayıpları yaşamasak, transfer yasağı olmasa şampiyon olur muyduk acaba?” sorusu kalmıştı Trabzonspor’da. Bunun yanında “Keşke sezon bitmese” diyen taraflar da vardı. Çünkü sahada artık öyle bir Trabzonspor vardı ki gönülleri şad ediyordu. Kalede ligin en iyi ayaklarından birine sahip olan Uğurcan , sağ bekte tecrübe abidesi Pereira, sol bekte Trabzonspor tarihinin en iyi yabancı sol beki Novak, ortada Kaptan Sosa, yanında onun yardımcılık görevini üstlenen ve hocasının ona verdiği şans ile adeta küllerinden doğan Abdülkadir Parmak, sağ kanatta 4 yıl önce UEFA’nın sosyal medya hesapları üzerinden “Yeni Messi, yeni Hagi” olarak takdim ettiği Abdülkadir Ömür, on numarada Erdoğdu Lisesi ile Dünya Şampiyonluğu yaşayan Yusuf Yazıcı, sol kanatta transfer olduğunda çoğu insanın tanımadığı hatta hala bazı yazarların ismini doğru yazamadığı, telaffuz edemeği, şu sıralar herkesin sevgilisi Nwakaeme ve ilerde Rodallega ile taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştı Trabzonspor. Bu takımı ise uzun yıllar sonra bu hale getiren iki kişi var. Biri Sayın Başkan Ahmet Ağaoğlu ve kulübün efsanelerinden namı diğer “Karaboğa” lakaplı Ünal Karaman. Hem saha içi hem saha dışında yapılan icraatlar ile takımda çatlak sesler giderilmiş, futbolcular ile kurulan ilişkiler sonucu takımda tam anlamıyla aile ortamı sağlanmıştı. 2018-2019 sezonuna dönüp bakıldığında, yaratılan bu güzel aile ortamı ve oynanan güzel futbol akla gelecek şüphesiz.
Yeni sezonda yeni umutlar ile 3 Temmuz’da “Vira Bismillah” dedi takım. Transfer yasağı kalkan, eksik bölgeler tayin edilip oyuncu taraması yapılan Trabzonspor’da gençlik aşısı ile birlikte uzun süredir takip edilen potansiyeli yüksek genç isimler kadroya kazandırılmaya başlandı. Bunun yanı sıra Onazi’nin de katkılarıyla serbest statüdeki yıldız futbolcu John Obi Mikel’in kadroya dahil edilmesi epey ses getirdi. Stoper’e Sosa’nın vatandaşı Gaston Campi, kanat rotasyonuna profesyonel sözleşme imzaladığında Schalke 04 tarafından sözleşmesine 49 Milyon Euro serbest kalma maddesi konulan fakat bazı mental sıkıntılardan ötürü beklentileri karşılayamayan Donis Avdijaj kadroya dahil edilerek kağıt üzerinde doğru işler yapmaya devam etti Trabzonspor. Bunun yanında gidecek mi kalacak mı sorusu ile artık kabak tadı veren Yusuf Yazıcı’nın transfer süreci ile gerildi camia. Yeri gelmişken, Yusuf gitme vaktinin geldiği, başkan ise yeni bir yapının inşa edildiğini ve bu yapıda Yusuf’a ihtiyaç olduğu kanaatinde. Gelinen noktada giderse, ekonomik anlamda, kalırsa manevi anlamda büyük nefes aldıracak Yusuf. Hayırlısı olsun..
Dün oynanan ilk ciddi hazırlık maçında Almanya’nın güçlü ekiplerinden Hoffenheim ile karşılaştı Trabzonspor. İdeale yakın bir kadro ile sahaya çıkan bordo mavililer, geçen sezonu aratmayacaklarının sinyalini verdi. Özellikle yerden kısa paslar ve üçgenler ile oynamayı kendine ilke edinen Ünal Karaman’ın öğrencileri “Özlemişiz be” dedirtti. İlk maçtan önemli yargılara varılmaz belki ama geçen sezon Trabzonspor’a çok şey kaybettiren savunma zafiyetine çözüm bulunamamış gibi duruyor. Oraya en kısa sürede gereken takviyelerin yapılması kanaatindeyim . Forvet transferi ise tabiri caizse yılan hikayesine döndü. Her gün ortaya atılan yeni isimler, yaklaşan Sparta Prag elemesi, yapılan görüşmelerden olumlu sonuç çıkmaması trenin kaçma ihtimalini akıllara getiriyor. En kısa süre içerisinde forvet kampa dahil olmalı ve önüne bakmalı Trabzonspor. En nihayetinde yolumuz uzun, heyecanımız yüksek. Her şey çok güzel olacak..