Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini Anavatan partisi adayı (Halen CHP milletvekili olan) İlhan Kesiciye karşı kazanmış, Büyükşehir Meclis Çoğunluğu Anavatan’da kalmıştı. Meclis çoğunluğu bir çok karara karşı çıkıyor ve iktidardaki Anavatan Partisi hükümetinin yalakası, İstanbul Valisi Erol Çakır, Başkan Erdoğan’ın yurtdışı çıkışını bile engelliyordu. Yerel televizyonlarda Anavatan partisi milletvekilleriyle canlı yayınlarda resmen tartışıyordu. "Halkın seçtiği büyükşehir belediye başkanına karşı saygılı olmak zorundasınız." diyordu. Hatta o günlerde vatandaş bizi Refah Partili zannediyordu. Aslında biz; "seçilene karşı saygılı olmak zorundasınız." diyorduk. Tabii Başkan Erdoğan boş durmuyor, yurdun dört bir tarafını dolaşıyordu. İBB'de hizmet değil açıkça ülkenin dört bir yanında siyaset yapıyordu. Eşinin memleketi Siirt’te okuduğu bir şiir dolayısıyla zamanın Başsavcısı Vural Savaşer’in, halkı kin ve nerfret ile kışkırtmak suçundan hakkında dava açılınca önce görevden alındı, ardından Pınarhisar Cezaevine konuldu. Zamanın Adalet Bakanı Hikmet Sami, türk benim ile katıldığı canlı yayında; "bu ceza yanlıştır. Birileri kahraman yaratıyor." Demiş, ve Refah Partisi kurmayları kendisini alkışlamıştı. Aynını Prof. Dr. Hikmet Sami Türk Diyarbakır Mardin ve Van Büyükşehir belediye başkanları görevden alınınca; "bu yapılan da yanlıştır. Olağanüstü hal yasasını uygulayamazsınız" deyince, Ak Parti çevreleri burun kıvırıyorlar. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ekrem imamoğlu’na inanılmaz bir mobbing uyguluyorlar. Kendilerini o koltuklara taşıyan vatandaşın oyuna açıkça saygısızlık yapıyorlar, ellerine geçirdikleri Erol Çakır benzeri bir başka Vali Ali Yerlikaya, olmadık engellemeleri uygulamaya alıyorlar. Ne hikmetse dün kendilerine yapılanları bugün bunlar başkalarına yapıyorlar. Allah ıslah eylesin demekten başka da çaremiz de kalmıyor.