Trabzon, büyükşehir statüsüne alınırken, eski Trabzon Belediyesi sınırları içindeki 6 belde belediyesi birleştirilerek Ortahisar Belediyesi, Kahramanmaraş Caddesi'nde ki İl Özel İdaresi İş Hanında kuruldu. Bir müddet sonra burayı satmaya kafaya koyan zamanın Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Ortahisar Belediyesini büyükşehir belediye binasının içine taşıdı. Halbuki burada asıl yapılacak olan, büyükşehirin Yalıncak'da bulunan eski Köy Hizmetleri Bölge Müdürlüğü binasına taşınması ve mevcut büyükşehir belediye binasını Ortahisar Belediyesine devretmesiydi. Bunu beceremeyen Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Pazarkapı’da tarihi surların içinde TOKİ’nin yeşil alan olarak kamulaştırdığı yerde kaymakamlık binası ve Ortahisar Belediye binasının yapılmasına ve o arazinin betonlaşmasına da sebep oldu. İşte bu kavgalar  sürerken zamanın tugay komutanı, bir bayram töreni sırasında Başkan Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’na, "bize Maliye Bakanlığı, Bayburt Aydıntepe'de 120 dönüm bir arazi tahsis etti. Şehir içinden çıkıyoruz, geçitte Milli Emlak'ın bir arazisi var, alın bize verin. Boztepe, Erdoğdu ve Hasanpaşa kışlasını boşaltıp size verelim" dedi. Bunu duyan bir sivri zekalı, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’e yetiştirir. Hemen Ankara’ya giden Başkan Ahmet Metin Genç, yanına Milletvekili Salih Cora’yı da alıp İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya giderler. Ve Tarım Bakanı Faruk Çelik’e aratıp bu arazinin tahsisini alırlar. Trabzon'da lüks bir otelde basın toplantısı düzenleyip "ot parasıyla İpek yolu üzerindeki araziyi Ortahisar Belediyesi'ne mal ettik" diyebilirler. Ancak arazinin tapusu Milli Emlak’ta, kullanım hakkı Ortahisar Belediyesi'nde olduğu için arazi hiçbir özel şirkete tahsis edilemez. Olduğu gibi dururken, tugay komutanlığı da şehrin göbeğinde yerli yerinde durmaktadır. Bu anlamsız kavgadan en büyük zararı Trabzon halkı görmüştür. Sakın hiç kimse günah çıkartmaya kalkmasın!