Zafer Mahallesi muhtarı rahmetli Metin Aslan’ın cenazesinde kendisini tanımıştım. Kış günü siyah gözlük takan, son derece yakışıklı gezen, arkadaşları tarafından çok sevilen Sedat Peker’in son 20 senedir lüks otomobillerle gezip özel uçaklardan aşağı inmediğini, bu devlet tarafından kendisine polis korumaları tahsis edildiğini, çakarlı araçlarla gezdiğini ve bir ara uyduruk Ergenekon davasından tutuklanıp 4.5 yıl Silivri Cezaevi’nde yattığını ve çıkınca AKP’nin yılmaz bir savunucusu olduğunu, memleketi Rize’de yaptığı mitinge 30.000 kişinin katıldığını, özellikle barış akademisyenlerine “Sizi direklere asacağız, kanınız ile tuş alacağız.” dediğinde resmen kanım dondu. Hiçbir savcı bu sözlere dava açmıyor, şikâyete bağlı açsa da çabukça kapatıyordu. Rize-Trabzon Havalimanı’na kadar her ilçede durdurulup kendisine sevgi gösterisi yapıldığını bizzat müşahede ettim. Bir ara Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yapmış olduğu bir etkinlikte kendisine Türk dünyasının Hakan’ı cübbesini giydirdiğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı birçok toplantı ve davette katıldığını sosyal medya ve haber bültenlerinde izledim. Geçtiğimiz günlerde bir gece yarısı evinin, Özel Harekâtçı polislerin desteğiyle basıldığını eşinin isyanı ile öğrendiğimde ne oluyor orada diye sormama fırsat kalmadan sosyal medyadan, YouTube’dan, Peker’in açıklamalarını izledim. Gerçekten bir isyan vardı, konuşmalarda “Bana yanlış yaptınız, beni yurtdışına siz gönderdiniz sonra da ailemi mağdur ettiniz, yazıklar olsun.” diyordu ve geçen sabah internet haber başla sarı hadi Özışık’ın FaceTime üzerinden bağlanarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile aralarındaki sorunun çözümü için uğraş verdiğini, başarısız kaldığını ancak başaracağını bizzat dinledim. Aynı gün sabahleyin, Bakan Soylu, “Cumhuriyet Savcılığı Hadi ve Süleyman Özışık ile ilgili suç duyurusunda bulunacağım” dedi. İyi de Gazeteci Özışık “1999 yerel seçimlerinden beri sizin danışmanlığınızı ben yürüttüm beni şimdiye kadar tanımazdınız mı?” diyor. Yani şimdi diyebilirsiniz Hadi gibi en yakın dostlarım beni yanılttı bu kadar yanılgının ardından o koltuğu da oturmanız bana zor gibi geliyor dün dündür bugün de bugün demiyorum.
Sedat Peker