Alanyaspor karşısında alınan mağlubiyetten sonra Erzurum deplasmanı yaraları sarmak için önemli bir fırsattı. Abdullah Hoca, Parmak – Yunus – Bakasetas orta sahası ile biraz topa sahip olma takımı çıkardı gibi görünüyordu sahaya. Fakat zeminin, beklerin kalitesizliğinin üzerine Bakasetas’ı oyuna katamamak ve oyunu rakip sahaya yıkamamak da eklenince, ligin görece en kötü takımı Erzurumspor’a karşı dahi çok bozuk bir yapı izledik. İlk yarı sonu ortaya çıkan 136 isabetli pas sayısı, Nwakaeme’nin ortalama pozisyonda bek kadar geride olması maç hakkında durumu size yeteri kadar anlatmaz belki ama birkaç fikir verebilir.
İkinci yarı bir baypasa ihtiyaç vardı. Bu belki normal bir hamle, belki ciddi yansıma, reaksiyon oluşturabilecek bir oyuncu değişikliğiydi fakat hoca aynı 11 ile ikinci yarıya devam etti. Belki de takımı bir 10-15 dakika daha görmek istedi. Sahadaki gidişat kötü seyirde devam edince hamlelerini yaptı fakat pek bir yararı olmadı. Oyunun tamamıyla düzenden çıktığı, orta sahaların neredeyse hayalet olduğu bir son bölüm izledik. Burada her iki taraf da gol fırsatları yakaladı ama sonuç çıkartamadı.
Kaybedilen 2 puan bir kenara, futbolcuların maç boyunca haliyeti ruhiyeleri hiç iyi değildi. Fenerbahçe maçıyla başlayan, sonrasında aradaki Kasımpaşa galibiyetine rağmen Alanyaspor’a mağlup olunan sürecin sonunda takım rotasını kaybetmiş besbelli ve bulacakmış gibi de durmuyor.
Buradan sonraki süreçte bu sezonla ilgili yeni bir hedef belirleyip, pragmatik bakışla futbolcuları buna inandırmak kolay olmayacak. O yüzden durumu camiaya, takıma açık şekilde anlatıp, önümüzdeki sezona güçlü bir oyun mirası bırakmak adına saha üzerinde farklı stratejileri denemek, eksik oyuncu profillerini, lazım olan parçaları daha net görebilmek adına çalışmak daha doğru bir planlama olur gibi…