Ekim ve Kasım Ayları…

Sizi bilemiyorum ama hem piyasalar için hem de benim için oldukça yoğun geçen aylar olarak tarihteki yerini aldı. Yıl kapanışlarına adım adım yaklaşırken, sektörlerin durumu, karlar zararlar derken hem Ekim ayında Borsa İstanbul’daki Viop eğitimlerine hem de Kasım ayındaki Dönüşüm temalı Sermaye Piyasaları Kongresi’ne katıldım. Her iki taraftaki yatırımcıların ortak paydası ise yine değişmedi. Piyasalarda işlemi yaparken yani paramızı yönetirken araştırmaya ve eğitime önem veriyor muyuz veya ne kadarlık bir zaman ayırıyoruzu uzun uzun elimden geldiğince herkesle konuşmaya çalıştım. Bu yüzden bugün beni etkileyen ve kâğıt kalem alıp gerçekten formüle edebiliyor muyum diye denediğim bir kitaptan bahsetmek istiyorum size. Belki birçoğunuz duymuştur fakat okumayanlarımız varsa mutlaka temin edip okumasını şiddetle tavsiye ettiğim kitap: Zengin Baba Yoksul Baba, yazarı Robert T. Kıyosaki ‘dir.

Kamuoyu Bilgilendirmesi, boynumun bir borcu olduğunu düşündüğümden, yaparak başlamak isterim ki, kitaba başlamadan önce adından da kaynaklı olarak direk nasıl yani, babası yoksulken ne yapmış da zengin olmuş ya da iki babası mı varmış karmaşası ile beynim kaos yaratmaya başlamıştı benim, sizin de aklınıza entrikalar geliyorsa sakince nefes alın ve ilk sayfayı çevirmeye başlayın ve benim gibi türk dizisi çekmeden önce ilk sayfayı okumaya başlamanızı tavsiye ediyorum…

Kitapta Robert’ın en yakın arkadaşının babası sayesinde Ekonomiyi nasıl deneyimleyerek öğrendiğine tanık oluyoruz. Aslında okuma yazma çağındaki çocuklarımıza veya üniversitede okuyan birkaç yıl sonra para kazanacak olup evini geçindirecek olan gençlerimize de aynı özen ile Ekonomiyi ve geçimini anlatmamızın ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. En azından benim kendime çıkarttığım ders bu oldu! Hangi yaşta olursanız olun, çocuğunuz yeni doğmuş da olsa, kendimiz ve çocuğumuz için ilk görevlerimiz arasında Ekonomiyi Anlatmak olması gerektiğini her satırda hissediyorsunuz.

Kitaba başladığınız anda 20 yılınızı kurtaracak öğrendiklerim bölümü var ve orada geçen bir cümle ise ‘’Zenginler para için çalışmaz.’’ Bu cümlenin detaylarına inmek için bölümlere geçmek gerekiyor fakat en özet hali ile çıkarılacak dersin gelirdeki artışlar, çalışanlara - para için çalışan insanlara değil – girişimcilere ve yatırımcılara gitmekte olduğunu vurguladığını söyleyebilirim. Peki, bu aşamaya geçmek için nereden başlayabiliriz diyorsanız kitapta da çok fazla atıfta bulunulan Babil’ in En Zengin Adamı (George S. Clason) kitabını da okumanızı tavsiye ediyorum. Gelirimizin %10 ‘unu ayırarak neler yapabileceğimiz bu sayede tam olarak anlaşılmış olacağını düşünüyorum.

Kitabın diğer sarsıcı cümlelerinden biri ise ‘’Eviniz paraya çevrilebilir bir aktif varlık değildir’’ i öğreniyoruz. Burada da 2007 yılındaki yüksek faiz ile borçlanan kesimin konut kredilerini ödeyememe durumu ile karşı karşıya kaldıklarında bu cümlenin etkisi anlaşılmış oluyor.

Dolayısı ile kitapta yer alan başlıkların özetlerinden birisi hayatımızda risklerin her zaman var olduğunu bilmemiz gerektiğidir. Önemli olanın risk almamak değil risk yönetimini öğrenmenin olduğunu anlıyoruz.

Buradan hareketle önemli olanın Viop veya Borsa piyasalarının riskleri barındırması ile beraber bu riskleri yönetmenin nasıl olacağının araştırılmasıdır. Bu da ancak ve ancak eğitim ile ve deneyimlemek ile olacak bir durumdur.

Belki de önce küçük kalemlerde işlem yaparak başlamak en avantajlı durumdur. 1 Lot X hissesi almak veya 1 Gram Viop işlemi gerçekleştirmek…

Nereden başlayacağınızın veya ne zaman başlayacağınızın cevabı sizde saklı, fakat unutulmamalıdır ki başlamak için ilk adımı atmak gereklidir.

Yarım bıraktığınız, cesaret edemediğiniz veya ertelediğiniz işlerin farkına vardığınız bir hafta olmasını diliyorum…