Güzel bir akşamda, uzun bir aranın ardından Avrupa Ligine merhaba dedi Trabzon. Alınan cezadan ötürü nispeten dolu tribünlerin önünde İsviçre’nin köklü kulüplerinden ve kulüp kimliğine Avrupa Kupaları’nda oynama kültürü yerleşmiş Basel’i ağırladı.

Ligde alınan Beşiktaş galibiyetiyle moraller yerine gelse de yorgun bir takım izledik. Pereira, Sosa ve Nwakaeme gibi üç “Ağır Top”unu dinlendiren takımın ne oynayacağı kuşkusuz herkesin meraklandırıyordu. 4-4-2’ye yakın bir dizilimde maça başlayan Trabzonspor, yediği gole kadar oyunu rakip yarı alana yıkma konusunda epey zorlandı. Geçen seneden süregelen duran toptan gol yeme hastalığı da devam ediyor. Hüseyin yenilen iki golde de başroldeydi!

Abdulkadir attığı şahane gol için “Golü dün rüyamda gördüm” demiş. Muhtemelen bunu maç öncesi söyleseydi “Anca rüyanda görürsün” derlerdi. Belirtmekte fayda var, Sosa’nın yokluğunda saha içi oyun liderinin olmaması ve attığı golün de verdiği özgüven ile çok iyi bir maç çıkardı Parmak. Bugün sonuç her ne olursa olsun sahada bir Obi Mikel gerçeği vardı. Tecrübe abidesi Nijeryalı neredeyse kusursuzdu ve bu sezonun şüphesiz en iyi maçını oynadı. Zaman geçtikçe daha da iyi olacaktır.

Bugün yenilen golden sonra maçın belli sekanslarında çoğu seyirciye “Eksiklerimiz olmasa, Abdülkadir, Ekuban olsa Sturridge 90 dakikayı zorlanmadan çıkarabilecek güçte olsa bu maçı daha da güzel oynar ve alırdık.” dedirtti Trabzonspor. Bugünün en güzel kazanımı kuşkusuz buydu.

Hafta sonu oynanacak Rize deplasmanı kritik olacak. Milli araya 3 puan ile girmek demek aradan sonra eksiği az, çok daha diri ve istekli bir Trabzonspor anlamına gelecek. Bu beraberliğin grupta telafisi var, o yüzden nazar boncuğu olsun diyelim..