sanalbasin.com üyesidir

Laf

Lafügüzaf!

Geçen hafta ortaya çıkan covid vakalarının gölgesinde stresli bir hafta sonucunda tüm vakalarını maça yetiştirdi Trabzonspor. Diğer tarafta takım içi kriz yaşayan Fenerbahçe’de Caner’in kadro dışı bırakılması kadroya bir mesaj niteliği taşıyordu. Bu ortamda her iki taraf için de stresli bir maç olacağı aşikârdı.

Erol Bulut, Sosa – Mert Hakan – Mesut orta sahası, sol tarafta Szalai ve Pelkas ile şaşırtıcı bir 11 sahaya sürdü. Maçın ilk 30-35 dakikası Trabzonspor için çok zor geçti. Sebebi Pelkas’ın sık sık içe kayarak, merkezde Fenerbahçe’yi +1 yapması, buna karşın Trabzonspor’un alan savunmasından vazgeçmeden yerleşmesinden ötürü -1’e düşerek dengesinin bozulmasıydı. Özellikle Sosa, Pelkas ve Mesut arasında bir nebze seri döndürülen topların sonucunda geliştirdiği aksiyonlar ile ciddi gol fırsatları yakaladı fakat Uğurcan’ı geçemedi.

Trabzonspor’un burada eksik kaldığı nokta, öndeki preste nicelik olarak yetersiz oluşu ve takım boyunun uzun olmasıyla oluşan hatlar arası kopukluktu. 35’ten sonra Fenerbahçe’yi biraz daha geride, orta sahada karşılayarak bir nebze de olsa bunun üstesinden gelindi. Buradan sonra topu daha fazla kontrol ederek hücumda daha etkin olunsa da pek ciddi fırsat yakalayamadı.

İkinci yarıda oyun biraz dengeye gelse de Trabzonspor’un ileride yeteri kadar çoğalamaması, bulunan birkaç fırsatı doğru kullanamaması haneye eksi olarak yazdı. Fenerbahçe oyunu lehine çevirme adına hamleler yaparken, kenarda hamle gücü zayıf olan bir Trabzonspor gerçeği de vardı.

Serkan’ın talihsiz şekilde kaptırdığı bir topta, Pelkas merkezde yakaladığı boşluğu iyi kullanmakla kalmadı yaptığı etkili vuruşuyla da Fenerbahçe’yi öne geçirdi. Daha sonra yapılan hamlelerde ileride fırsatlar yakalansa da yararlanılamadı ve 7 maçlık galibiyet serisi mağlubiyet ile bozuldu.

Golde veya maçtaki tek sorun Serkan değildi ama en önemlisi o ve ona altyapıda verilemeyen eğitimdir. 21 yaşında Trabzonspor’da oynayan bir altyapı futbolcusunun bu kadar eğitimsiz gözükmesi, altyapısıyla övülen bir takım için büyük ironidir. Dilerim birkaç sene içinde, ilme ve bilme dayalı şekilde eğitim verilen, liyakatin ön planda tutulduğu, baştan aşağı tekrar inşa edilmiş bir Trabzonspor altyapı organizasyonu görürüz. Gerisi gereksiz romantizm, lafügüzaf!

Fakat her şey bir kenara, maçta bir Yaşar Kemal Uğurlu gerçeği vardı. İlk yarı sonlarında Nwakaeme’ye yapmadığı faulü çalarak ciddi gol fırsatını durdurdu, son dakika net penaltıyı es geçti. Üstüne VAR’da yer alan Türkiye’nin en iyi hakeminin, Uğurlu’yu pozisyonu izlemeye davet etmemesiyle tamamıyla maçın önüne geçtiler. Trabzonspor yetersiz oynadı belki fakat alabileceği puan veya puanların önüne böyle geçilmesi büyük utançtır. Öte taraftan maça atanan hakemlerin TFF açıklamadan bir gece evvel duyulması ve özellikle atandıklarının söylentisi olmasına rağmen çıkıp tek bir kelam etmeyen yöneticilerin maç sonu konuşması samimiyetsizlik ve lafügüzaftır!

Trabzonspor sadece bir maçı kaybetti, fazlasını değil. Asıl mevzu, bu sezon yakalanacak bir başarı değil, buralardan çıkartılacak dersler ile önümüzdeki sezona hazırlanabilmek. Zaten buraya kadar kısa zamanda çok güzel bir hikâye yazıldı ki hikâyeler asla yarım kalmaz!

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.