Kısa ve Öz!
Okuyucularımın affına sığınarak bu yazıda saha içiyle alakalı bir şey yazmayacağım. Zira saha içindeki sorunlar 7’den 70’e herkesin malumu ve bu sorunların müsebbibi yönetenler!
Sorun çok başka ve derin…
Sahadaki görüntüye rağmen kendilerini transferde %90 başarılı addeden bir başkanı var Trabzonspor’un. Verilen bu demeç dahi yönetimin içinde bulunduğu kibrin ve gafletin apaçık bir göstergesidir. Başkan bir keresinde “Ben pazara akşam, en son giderim.” demişti transfer için. Bu transfer dönemi her ne hikmetse fiyatlar ve kalite, akşam pazarına göre pek de orantılı değil gibi…
Misal Diabate?
Sivasspor’a kiralık geldiği yarım dönem kazandığı para yaklaşık 250 bin avro. Trabzonspor’un yıllık verdiği ücret 1 milyon avro, yani Sivasspor’dan yarım dönemde aldığı ücretin dört katı.
Plaza?
İspanya’nın nispeten küçük takımlarından Valladolid’de sadece 36 dakika süre almış kiralık adamın Trabzonspor’dan aldığı ücret 620 bin avro…
Yukarıda saydığım iki futbolcu ve saymadığım diğer isimlerin ücretlerini de göz önüne alırsak… “Kulübe su bile alınamıyor.” sözlerinden, bu paraları har vurup harman savurma evresine geldiyseniz ve sahadaki görüntüye rağmen transfer başarısından söz edebiliyorsanız, siz insanları cambaza baktırıyorsunuz demektir.
Ezcümle…
Geçen yazımdaki noktaya geleceğim yeniden, sözüm suskun kurmaylara; iyi günde mikrofonlara konuşmak, sosyal medyada yazmak yönetmek değildir. Bir senedir yaşananlara rağmen elinizi halen taşın altına koymuyorsanız, sorumluluk almıyorsanız, aylar önce başkanın dediği noktaya gelmişiz demektir; “Bir insan başarısız olduğunu bile bile o kurumun içinde kalması ihanettir. Özellikle Trabzonspor için benim açımdan bakıldığı zaman ihanetle eş değerdir!”