Getafe maçından farklı olarak Doğan yerine Parmak ile başladı Ünal Karaman. Serin gelerek güzel bir organizasyonla maç başında Avdijaj’ın ayağından golü buldu. Kosovalı da böylece Trabzonspor formasıyla ilk golünü atmış oldu. Hayırlı olsun, inşallah devamı gelir diyelim. Golünü attı atmasına fakat genel anlamda takımının oyununa, gerek top ile fazla haşir neşir olması gerekse de yanlış tercihleriyle yeterli etkiyi veremedi desek yeridir.
Öte yandan kendi evinde olmasına rağmen çok durgun bir Sivasspor vardı sahada. Böyle zamanda bu deplasmandan 3 puan almak aslında 3 puandan da fazlası anlamına gelebilirdi. Fakat bu fırsatı değerlendirebilecek oyuna sezon başından beri sahip değil Trabzonspor. Bunda Yusuf’un gidişi ve yerine birinin alınmaması, orayı 9 buçuk-10 karışımı kullandığın ve verim beklenmeyen derecede iyi verim aldığın Ekuban’ın sakat oluşu ve her maç takımın her şeyi Abdülkadir’in olmayışı önemli etken. Bu eksikler Sosa’yı, orta sahadaki organizasyon ve oyunun her iki yönünde, Pereira’yı ise Abdülkadir ile sağ bölgede yakaladıkları mükemmel uyum açısından epey etkiliyor.
Maç Trabzonspor’a defalarca geldi gitti. Maalesef penaltı şanssızlığı da devam ediyor. Diğer taraftan hamle seçimlerinden ötürü Ünal Karaman ile empati yaptığım zaman hocayı anlıyorum ama o zaman da transferler yapılırken, 10 numara ve Onazi ile aynı tip 6 numara yerine Obi Mikel alınırken nerdeydin hocam sorusunu sormadan edemiyorum. Muhtemelen transfer dönemine kadar her maç yönetimin bu iki önemli hamleyi pas geçmesinin hem takımı hem kendi kaderlerini nasıl etkileyeceğini konuşacağız.
Bu deplasmandan puan ya da puanlar alabilmek her açıdan çok önemli bir motivasyon kaynağı olacaktı ama olmadı. Sakatlar dönene kadar ve transfer dönemi gelene kadar Trabzonspor transfer dönemindeki yanlış planlamanın bedelini ödemeye devam edecek.