6 Ağustos 2019 tarihli yazımda bir yol haritası oluşturmaya çalışıyordum. Ekonomiyi Öğrenmek ve Öğretmek mi, farklı konulara da yer vermek mi? Geldiğim nokta, bu zamanla netleşecek bir konu olduğu ve iskeleti günden güne hep beraber şekillendireceğimiz. Neden bu şekilde, çünkü birçoğumuzun korku ile baktığı, teknik terimleri akılda tutmaya çalıştığı Ekonomi kavramı, aslında hayatın ta kendisi. Pazara çıkan teyze de, plazalarda çalışanlarda, holding binalarında şirketlerinin koltuklarında oturanlar da aynı ekonomi ile sınanıyor. Bazılarımız 1 milyar doları ve daha nicelerini yönetme, bazılarımız da pazarda harcaması gereken 100 TL ‘yi yönetme derdinde.. Aslında hepimiz Hayatımızın Ekonomisini şekillendirme, idare etme derdindeyiz.
Peki, tam bu aşamada kendimizi tanıyor muyuz veya ne kadar tanıyoruz? Sorularımızın yanıtlarını doğru kişilerden mi öğrenmeye çalışıyoruz? Hangi piyasa bize uygun?
Ondan önce dün başıma gelen ilginç bir olayı anlatmak istiyorum, katıldığım bir atölye çalışmasından dönmek için yani Ataşehir’in ücra köşelerinden Avrupa tarafına geçmeyi nasıl başarırım diye çevremdekilere soruyordum ve ekibimizdeki çok hoş bir kadın beni bırakabileceğini söyledi ve tabii minnet duygum ile beraber yola koyulduk. Yol boyunca neler yaptığımızdan bahsederken, konu her gördüğümüz doktora ayakta muayene ettirir gibi, ev ekonomimizi nasıl kara geçirebileceğimiz kısmına geldi, aslında konuştuğumuz konu ekonomi kısmından çok avukat ile çözülmesi gereken bir konuydu. Tam o sırada da aklımı kemirmeye başlayan sorular belirmeye başladı.. Kendimizi tanıyor muyuz? Piyasaları tanıyor muyuz? Biz piyasalara uygun muyuz? Yoksa piyasalara balıklama mı atlıyoruz?
Foreks piyasalarından, Viop tarafına geçerken de nasıl bir araştırma yaptığımız çok önemlidir, mesela çalıştığımız kurumun eğitim bölümü çok önemlidir. Çünkü piyasalar birbirine benzer olmasıyla beraber birbirinden çok da farklıdır. Kuralları farklıdır. Fiyat sağlayıcıları farklıdır. Ürünleri farklıdır. Eğer biz tam olarak bilgi birikimimizin temellerini atmadan Viop’da işlem yapmaya başladıysak hiç kuşkusuz neden kaybettiğimizi de hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
Öncelikle beklentilerimizi belirlemeliyiz, çalışma saatlerinizde piyasaları takip etmeye ayıracak vaktiniz var mı bunu kendimize net olarak ifade etmeliyiz, vakit ayıramayacağınız anlarda sizi destekleyecek (bilgi açısından) bir ekibe sahip misiniz? (Bu ekip kurumunuzdaki danışmanınızda olabilir.) İşlem açmak için genellikle hangi saatleri seçiyorsunuz? Vadeli işlem piyasası hakkında konuştuğum bir yatırımcı ‘’Viop’ta işlem yapmak istiyorum, iki gün sonra Fed faiz kararını açıklayacak beklentim var ve karardan hemen önce işlem açacağım’’ dedi. ‘’İyi de saat 21:00 ‘da bu piyasa kapalı, o saatte işlem açılamaz, işlem kapatılamaz’’ dedim. Aldığım yanıt ‘’ne kadar saçma bir kural’’ oldu. Kuralları koyanlar maalesef bizler değiliz dolayısı ile o kuralın saçmalığını da tartışsak değişecek bir şey olmayacak. Bu noktada öncelikle yapılacak en sağlıklı şey çalıştığımız / çalışacağımız piyasaların kurallarını öğrenmek olmalıdır. Belki kitaplardan, belki kurumların tanıtım sayfalarından, belki de şehrimizde bu konu ile ilgili açılan eğitimlerden, hatta bu eğitimler genellikle ücretsiz oluyor. Daha da şanslıysak çalışacağımız kurum piyasalara başlamadan önce detaylı da eğitim veriyordur. Tüm bu seçenekleri değerlendirip işlemlere başlamak her zaman bizi daha çok güçlendirir.
Peki, böyle yaptık asla kaybetmeyeceğiz diye bir ihtimal var mı, maalesef buna da vereceğim yanıt ‘’hayır’’ olacak. Piyasaların riskli ve değişken olduğunu kabul etmemiz ve baştan işlem açma/kapama karakterimizi şekillendirmemiz gerekiyor. Ne demek istiyorum? Bir hisseyi düşünelim (X Hisse) %5 kar gördük ve karımızı cebimize koyar, çıkarız değil mi? Peki %5 zarar gördüğümüzde elimiz sat tuşuna basmıyor ise?
Piyasaların farklılıklarının daha detaylıca işlendiği haftalara kadar sevgiyle kalın..