Trabzon son yıllarda nüfus ve kan kaybediyor. 2002’de 1.000.000 nüfusa sekiz milletvekili 2019’da 800.000 nüfusa 6.milletvekili. Buradan baktığınızda 4000 yıllık geçmişi ile tarih ve kültür kenti Trabzon’un nasıl kan kaybettiğini, nasıl nüfus kaybettiğini çok iyi anlarsınız. Trabzon ve Turizm dediler; caddeleri, sokakları, tarihi binaları, apartmanların kapılarını bile Arapça levhalarla donattılar. Arap'tan başkasına daire satmam diyenler bile vardı bu şehirde. 1-2-3-4-5 yıldızlı il genelinde 600 otel içiin araplar gitti turizim bitti, işten atılmalar başladı. Özellikle beş yıldızlı oteller 50'şer kişi halinde çalışanların işine son verdi. Sonunda kapıyı da kapattılar çünkü gelir gideri karşılamıyordu. Sahiplerine zarar vermeye başladılar. Bazıları konkordato ilan ederek ayakta kalmaya çalıştı. Bu şehirde Tekel, FKB, Sümerbank, EBK, Köy Hizmetleri Bölge ve İl Müdürlüğü temelli kapatıldı. 3000 kişi kapının ağzına Telekom, TEDAŞ, Liman, Trabzon Çimento satılırken %75’i, 2000 kişi sokağa bırakıldı. Bunlar aileleri ile 20.000 kişi eder. Peki bu şehirde yeni ne mi yapıldı? Beşikdüzü'nde 1000 kişi kapasiteli kapalı 500 kişi kapasiteli açık cezaevi yapıldı. Yomra'da 350, Akçaabat, Vakfıkebir ve Of’ta 100-150 kişilik hastaneler, Akçaabat Şinik ve Maçka Esiroğlu'nda toplam 1000 kapasiteli Özel Harekat Merkezi ve Polis Okulu açıldı. Şenol Güneş Spor Kompleksi yapıldı. Akçaabat Eşek Meydanına Organize Sanayi yapıldı. 100 kişilik Sürmene Tersanesi yapıldı. 100 kişi çalışıyor yani 5000 kişi işsiz kalırken 500 kişi işe alındı. Ha İşkur diyorsanız onlar bir girip bir çıkıyor. Çalışıp çalışmadıklarını kendileri de anlamıyorlar çünkü bir çoğu kağıt üzerinde çalışır görünüyorlar. Çağrı merkezlerinde 500 kişi çalışıyor görünüyor 300 kişi çalışıyor. 200 kişi havadan para kazanıyor çünkü bunlar partili bankamatik memuru. Bu çağrı merkezleri ne iş yapıyor bilir misiniz? TCDD‘de bilet satıyorlar. Gaziantep elektirik arızalarını buradan gideriyor. Bazen ampul, bazen cep telefonu, bazen maske satıyorlar yani bakkallık yapıp kurumuna para kazandırıp prim alıyorlar. Yani hiçbir meslek öğrenmiyorlar. Kısacası 5000 Kişi işini kaybetmiş 1000 kişi iş bulmuş bu şehir nasıl göç vermesin ki? Üniversiteleri istihdam kaynağı olarak göremezsiniz: Öğrenci de öğretim görevlisi de gelip geçicidir. Bir tek yerli öğretim görevlileri bu şehirde kalır. Onlar da yaşlı olduklarında bir yere gidemediklerindendır. Başka üniversitelerde onlara ekmek vermezler. Verseydiler çoktan giderdiler. Hal böyleyken birilerinin bu şehirde istihdam kaynaklı yeni yerler açıyoruz demesi bunları da bazı yerel gazetelerimizin yazması kuma kafa sokmaya çok benziyor çok!