Hani bir gelenek vardır ya gidenin arkasından konuşulmaz. Peki, o zaman iyi yapanı, güzel eserler bırakanı met etmeyelim olmaz öyle şey; 1985 yılında Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü’nün, Kemeraltındaki Akbank ve aynı yerde kuyumcu Ali Osman’ın soyulduğunda Emniyet Müdürü Şakir Erten olduğunu söylemeyelim mi? 2000 yılında Sümerbank soygunu Emniyet Müdürü Hamdi Güngör zamanında olduğunu söylemeyelim mi? SSK ve tekel deposu soygunu, Avrasya gemisinin kaçırıldığında Emniyet Müdürü Halil Aydın genç döneminde olduğunu söylemeyelim mi? Papaz Sandero, TAYAD’lıların linç edilmeye kalkışılması, milli futbolcular Gökdeniz Karadeniz ve Fatih Tekkenin ev ve işyerlerinin kurşunlandığında Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’in olduğunu söylemeyelim mi? FB otobüsünün saldırıya uğradığında Emniyet Müdürü Murat Köksal’ın görevde olduğunu söylemeyelim mi? Peki söylemeyelim. Bu adamları gelsin bu şehirde ben çok önemli görevler ifa ettim desin öyle mi veya birileri onlara bu şehirde çok önemli görevler ifa ettiniz desin öyle mi? Bu olayların hepsi faili meçhuldür değil, kendilerinin çocuklarının ve hatta torunlarının üzerinde kalmıştır. Miras olsa herkes sahip çıkıyor da becerip yapamadığı maaşını alıp yan yattığı makamını bir tek şan ve şöhret için kullandığını söyleyeceğiz ki, görevleri esnasında basit kurşunlama hırsızlık ve ferdi olaylar dışında kayda değer bir cerrahi mi bulunmayan Emniyet Müdürlerimize haksızlık yapmış olmaz mıyız?
Gidenin Arkasından Konuşulmazmış!