sanalbasin.com üyesidir

Gece ile Gündüz...

Trabzonspor, son 3 maçında da galip gelmiş Ankaragücü’nü evinde ağırladı. Her açıdan zor bir maç bekliyordu Trabzonspor’u. Zira hem rakibi çok moralliydi hem de son Erzurumspor maçındaki görüntü herkeste bir soru işareti barındırıyordu. Cezalı Hugo’nun dönüşü haricinde aynı kadro ile sahaya çıktı Abdullah Avcı.

Fakat ilk 10 dakika sahada öyle bir Trabzonspor izledik ki sadece Erzurumspor maçı değil Alanya, Fenerbahçe maçlarına bakıldığında aradaki fark, gece ile gündüz arası kadardı. Ön alan presinde doğru konumlanan, alan kaymalarını doğru yapan, tempoyu ayarlayabilen ve topun kıymetini bilen bir takım vardı sahada. Nitekim karşılığını da erken bir golle aldı. Parmak’ın etkileyici dribblingi ve topu doğru şekilde Djaniny’e aktarması goldeki payını anlatmak için yeterli olacaktır. Djaniny’nin dönen şutunu tamamlayan Ekuban’ın da gol atması son haftalardaki performansı sonrası hem kendisine hem takıma ilaç gibi geldi.

Golden sonra takım aynı şekilde oyunu kontrol altında tutmaya devam etti. Ankaragücü’nün ileri hattı ve onlara geriden çok önemli katkılar yapan Cekici geçişlerde zor anlar yaşatmaya aday isimlerdi fakat hem Saba’yı kullanamamaları hem son paslarda yaptıkları hatalar hem de stoperde Edgar – Hugo ikilisinin varlığı Trabzonspor’un üstün olmasında önemli unsurdu.

Çıkarken kaptırılan bir topta gelişen pozisyonda Ankaragücü penaltı kazandı ve değerlendirerek skoru eşitledi. Buradan sonra takımın vereceği reaksiyon önemliydi. Zira geçen hafta takımın haliyeti ruhiyesi sonrası ne olacağı merak konusuydu ama Ankaragücü daha gole sevinemeden anda art arda gelen iki gol ile Trabzonspor bir anda 3-1 öne geçti. Djaniny her iki golde de yaptığı spektaküler işlerle başroldeydi. Geçen haftalara göre daha çok sağ kanatta görünen Djaniny, bu bölgede yaptığı işlerle Meksika’da yaşadığı şampiyonluktaki performansına nazire yaptı.

İkinci yarı Trabzonspor zaman zaman pozisyonlar bulsa da topu Ankaragücü’nün kullanmasına izin verdiği anlar oldu. Bu muhtemelen hocanın kararıydı ve skorunda rahatlığıyla bazı denemeler yapmakta sakınca görmedi. Bu denemelerden en çok öne çıkan, Hosseini’yi oyuna dâhil ederek Edgar’ı sağ bekte denemesiydi. Fakat bu deneme, etki edip etmediği hususunda pek somut fikir vermedi. Zira ikinci yarı bütününde yapılan denemelerde takımın balansı ile çokça oynandı ve net fırsatlar verildi. Bu anlarda ve maç boyunca Uğurcan yaptığı özel kurtarışlarla, Şenol Hoca’ya ve Avrupa’ya selam çakmayı ihmal etmedi. Edgar, son dakikalarda attığı, pastanın üstüne çilek tadında gol ile skoru 4-1 yaptı ve maça son noktayı koydu.

Maçın en büyük kazanımı ne Ekuban’ın dönüşü, ne Uğurcan’ın kurtarışları ne de Bakasetas’ın yaptığı ince işler değil, Abdulkadir Parmak’ın etkileyici performansıydı. Bu sezon forma şansı bulduğu maçlardaki inişli çıkışlı performansının aksine geçen hafta oyun kötüyken dahi kendini belli eden Parmak, bu maçta da aynı standartta devam ederek yaptıklarıyla galibiyette çok önemli bir rol oynadı. Fakat onun bu zamana kadarki en büyük problemi, istikrarsız görünümüydü. Umarım bu performansını devam ettirmeyi sürdürür ve hocayı forma rekabetinde zorlar…

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.