Konferans Ligi Play Off turunda Roma’yı ağırladı Trabzonspor. Malatya deplasmanındaki bol şerhli galibiyetin 11’ni bozmamıştı Abdullah Hoca. İlk resmi maçı ve görece ilk sınavına çıkacak Mourinho’ya karşı makul bir riskti bu. Diğer taraftan maç öncesi Mourinho’nun topu Trabzonspor’a bırakması olağan senaryoydu, öyle de oldu. Zira geçişlerde merkezde zaaflar gösteren ve yerleşim sıkıntısı yaşayan Trabzonspor’a karşı hızlı geçişleri kullanmak mantıklı plandı.
Bununla beraber %82 gibi absürt bir topla oynama oranı ortaya çıktı. Bu anlarda ciddi pozisyonlara girilmese de ceza sahası çevresinde etkili olunarak tehlikeler yaratıldı. İlk yarının orta bölümünden itibaren hem Trabzonspor’un diriliğinin azalması hem de Roma’nın sahip olma isteğiyle top onlara geçti fakat onlar da ciddi pozisyona giremedi.
İkinci yarı başından itibaren ise maçta denge hâkimdi ta ki takım tam sete otururken Bakasetas’ın pası rakipte kalana kadar. Roma’nın maç başındaki planı burada işledi ve önde dengesiz yakalanan savunma açıklar verince gol kaçınılmaz oldu. Çok geçmeden Abdullah Hoca Cornelius ve Trondsen hamlesini yaptı. Bu hamlelerde tam bir dakika sonra Peres’in servisini Cornelius geri çevirmedi ve beraberlik golünü attı. Vikingli sadece golü atmadı aynı zamanda Trabzonspor kariyerinin hesabını da açmış oldu.
Beraberlikten sonra birkaç net gol pozisyonuna girdi fakat yararlanılamadı. Abdullah Hoca bir risk daha aldı ve takım orta sahadan bir eksilip ileride bir artarak 4-4-2 formasyonuna döndü. Hocanın muhtemelen kafasındaki düşünce Abdülkadir’in kullanacağı toplarla Cornelius ile Djaniny arasında yapılacak organizasyonlarla golü bulmaktı. Fakat kornerde yaşanan zafiyetle gelen gol planları bozdu. Oradan sonra da bir türlü organize olacak kadar dahi topa sahip olunamadı ve 2-1 mağlup olundu.
Mağlup olunsa da diğer taraftan öyle veya böyle Mourinho’nun tepeden tırnağa kıymetli adamlara sahip takımına ciddi pozisyon vermemek ilerleme kaydedildiğinin net göstergesi. Şu ana kadar oynanan 3 resmi maçtan daha ikna edici bir takım vardı sahada. Zaman zaman aksayan noktalar da olsa oynanan oyun ve maçın geneline bakıldığında Trabzonspor’un üstün olması gelecek adına net şekilde ikna ediciydi. Enseyi karartmaya gerek yok turun daha Roma ayağı var. Orada elenilse dahi bu maçta görüldü ki takım ve hoca, aksamaları çalışarak aşabiliyor.
Peres, Hamsik ve Nwakaeme’ye özel parantez açmak lazım. Trabzonspor’un 3 yıldızı da oynadıkları oyunla sahaya mühürlerini vurdular. Böyledir, büyük futbolcular, büyük maçlarda belli olur.
*Futbolseverler asıl Peres ile ilk kez karşılaştı. Brezilyalı bek, İtalya’da yıllardır neden bu kadar tutulduğunu ispatlar nitelikteki oyununu bir de asistle süsledi.
* Hamsik sadece oynamadı, toplu veya topsuz oyunda yaptıklarıyla genç futbolculara dersler verdi.
*Nwakaeme’ye gelince, Mourinho’nun yardımcılarına “Ronaldinho futbolu bırakmamış mıydı?” diye sordurduğuna eminim.