Teknik Direktör Newton, Fenerbahçe deplasmanındaki 11’i bozmadı. Fakat oyunda bir bozulma vardı. Zira Kasımpaşa ilk 10 dakika Trabzonspor’u kendi yarı sahasına hapsetti. Takımın genel anlamda bir oyun kurma, kendi sahasından çıkamama problemi varken oyun kurucu özelliği olan Pereira’nın kadroda olmaması hataydı. Serkan’ın gittikçe artan ivmesini de göz ardı etmemek lazım fakat bu sancılı dönemde Pereira’nın sahadaki rolü elzemdi.

Kasımpaşa yaptığı baskının sonucunu gol ile aldı ve bununla beraber tempoyu bir nebze azalttı. Bu anlarda Trabzonspor sağlıksız da olsa nispeten topa hükmedip hücum edebiliyordu. Fakat sahada ilk dakikadan itibaren dağınık, savruk ve sadece Nwakaeme’nin ayağına bakan bir takım vardı. Nitekim o da bir kaptan edasıyla gemisinin dümenine geçerek farkını yarattı ve beraberliği yakalatmakla kalmayıp takımı 2 farklı öne geçirdi. Buna rağmen kırılganlığı hat safhada olan Trabzonspor çıkarken kaptırdığı bir topla daha golü ağlarında gördü.

İkinci yarıda da sahada ilk yarıdan farksız bir takım vardı. Geçen maçlara göre hamle gücü daha yüksek bir kulübe olmasına rağmen teknik direktör Newton oyunu bir taraftar gibi izlemek ile yetindi. Gol geliyorum dedikçe, ikazlarda bulundukça hoca maça hamle yapmamakta diretti. Uğurcan penaltı çıkarttı ona rağmen hoca oyuna müdahale etmekte gecikti ve malumun ilanı gerçekleşerek Kasımpaşa bulduğu iki golle galip geldi.

Ne için getirdiğinizi, ne planladığınızı dahi anlatmadığınız Eddie Newton sorumlulardan biriydi ve son kertede de gönderildi. Fakat onu teknik direktörlüğe getiren, geçen sezonki kadroyu erozyona uğratan, bir özeleştiri yapamayan, taraftara durumu anlatmaktan bile acziyet duyan, kendi içlerinde dahi fikir birliği olmayan yönetim kongre kararı almıyorsa camia ile alay ediliyor demektir. Geldiğiniz ilk günden itibaren yaptığınız doğruları, kibriniz ve egonuz ile bezeyerek kendi elinizle yıktınız. Bu konuda sadece gelecek yönetimlere değil birçok kulübe de örnek teşkil edeceksiniz. Eseriniz ile gurur duyun!