Trabzonspor, berabere kalınan fakat oyun namına gelecekten umutlandıran bir Kayseri maçının ardından Rize deplasmanına geldi. Nwakaeme ile Ekuban gibi iki önemli eksik olmasından ziyade bu iki ismi yeteri derece ikame edecek kapasitesi yoktu Trabzonspor’un.
Sahaya 5 orta saha karakterli, yarım santrfor ile çıkan bir takıma göre beklentimden daha iyi konumlanan ne yaptığını bilen bir takım hüviyeti görünüyordu. Az da olsa fırsatlar buldu takım belki fakat sonuca gitme konusunda yine yetersizdi.
İkinci yarıda da tablo pek değişmeyince bir beraberlik daha yazdı haneye Trabzonspor. Fakat ne görüntüden ne de gidişattan pek memnun olmayan bir kesim mevcut.
Biraz hafıza tazeleyelim…
30 Ekim akşamına gidelim, Kasımpaşa’ya 3-1’den 3-4 maç vermiş 19.sırada olan bir Trabzonspor vardı. O akşam kimsenin ne kadrodan, ne Newton’dan, ne yönetimden ne de sezonun geri kalan kısmından umudu yoktu.
Yönetim bir kararla Abdullah Avcı’yı getirdi. Abdullah Hoca ilk basın toplantısında takım savunmasındaki sorunlar hakkında tespitini yapmıştı ve sürekli yinelediği bir şey vardı: “Pragmatik olacağız.”
Daha sonrasında günden güne toparlanan, hem takım savunmasını çözmeye başlamış hem de faydacı bakışı skora yansıtarak yükselen bir Trabzonspor vardı. Oyun olarak tatmin etmeyen ama beklenilen, hoca tarafından da zikredilen durum buydu ve buna rağmen harika bir seri yakalandı.
Kısa bir zaman yolculuğunun ardından fazla uzatmadan günümüze dönelim…
Bugün Trabzonspor 4.sırada fakat belli bir kesim sahadaki durumdan memnun değil. Ki herkesin kendi doğruları var ve bunu eleştirmek niyetinde değilim, saygı duyarım! Bir şeyi çok net anlamak gerekiyor. Abdullah Avcı’nın getiriliş amacı bu sezon sahada ortaya net bir şey koyması değildi. Kaldı ki Avcı da bu sezon için bir gül bahçesi vaat etmedi. Hatta beklentileri de aşarak görece yarışmaya müsait olmayan bir takımı yukarıya yanaştırmakla kalmadı, Süper Kupa’yı da kazanarak bir şeyler hayal ettirdi.
Aynı yere tekrar dönüyoruz…
Biraz beyin fırtınası yapalım ve bugün gönderelim Abdullah Avcı’yı. Yönetimin getireceği hoca profili üç aşağı beş yukarı belli ama buna karşın ne transferleri yapacak futbol aklı, ne gelecek hocaların oynatacağı oyun ve bunun sonucunda yer alacağınız konum, ne de başarılı olacağınız belirsiz. Fakat olsun, biz yine kötü alışkanlıklarımızı sürdürmeye devam edelim, aynı yere dönelim sil baştan yapalım. Belki başarılı oluruz diyelim.
Uzatmadan sadede geleyim, belki oyun şu sıra memnun etmiyor fakat uzun vadeli çalışmaya uygun olan birini kısa vadeli bakışa göre göndermek de eminim çok bir şey kazandırmayacaktır. Çerçeveyi istediğiniz kadar değiştirin, içindeki fotoğraf aynı kaldıkça sonuç değişmez. Mesele fotoğrafı değiştirebilmekte…