Soğuk bir Ankara deplasmanında Gençlerbirliği karşısına çıktı Trabzonspor. Tıpkı diğer takımların statlarındaki zemin kadar kötüydü Eryaman’ın zemini. Bu ortamda sahaya futbol oynama düşüncesiyle çıkan takımların işi kolay olmuyor fakat özellikle maçın ilk beş dakikası, sahada bütün inisiyatifin Trabzonspor’da olduğunu gösterdi.

Eksiklerinin olması ve nicelik açısından kötü bir oyuncu grubuna sahip Gençlerbirliği’nin planı belliydi; Trabzonspor’u ceza sahasına yaklaştırma, uzun toplarla Sio ve Candeias ile dengesiz yakala. Diğer tarafta Baker’ın cezası ve Abdülkadir’in sakatlığı dolayısıyla orta sahayı Berat, Abdulkadir Parmak, Flavio’dan oluşturdu Abdullah Hoca. Berat’ın ilk defa 11’de sahaya çıkacak olmasından dolayı performansı merak konusuydu fakat Berat maç boyunca gerek takıma ayak uydurmasıyla, gerek pozisyon bilgisiyle topun daha çok Trabzonspor’da kalmasını sağlaması ve top kullanımıyla daha ilk maçtan ne kadar doğru bir yatırım olduğunu gösterdi.

Gençlerbirliği’nin kapalı oynaması ve üçüncü bölgede organizasyon konusunda sıkıntılar yaşanmasından dolayı ilk yarıda net pozisyon bulmakta zorlanılsa da 35.dakikada Djaniny ve Ekuban’ın geçen hafta Konyaspor maçındaki üçüncü gole benzer ikili oyunu ve Djaniny’nin şık bitiriciliği ile öne geçildi. Skoru aldıktan sonra rahatlayan, çok daha kontrollü ve özgüvenli şekilde oynayan bir takım izledik.

İkinci yarıya da bu şekilde başlayan ve bir korner dönüşü Gençlerbirliği’ni dengesiz yakalayan Trabzonspor, Nwakaeme’nin akıl dolu pası ve Ekuban’ın bitiriciliği ile skoru 2-0’a getirdi. Marlon’un goldeki yalancı koşusu ile Nwakaeme’ye gelecek ikili baskıdan birini üzerine çekmesi ve konfor alanı yaratması çok kıymetliydi. Zira geçmişte Novak’ın ezbere yaptığı bu koşuları çok arıyordu Nwakaeme. Buradan sonra yoğun maç trafiğinin getirdiği yorgunluk, yedek kulübesinin yetersiz oluşu ile birlikte daha çok oyun içinde kalan Gençlerbirliği’nin baskısını seyrettik ve Hosseini’nin hatasında gelen penaltıyla sonra skor 2-1’e geldiyse de Trabzonspor 3 puanı almasını bildi.

Berat’ın maç boyu oyunuyla vaat ettikleri, Parmak’ın eskiye dönüş sinyali ve 1-0’ın doğru oynanışı, yükselen bireysel performanslarla birlikte takımın da adım adım gelişiyor olması maçın ciddi kazanımlarıydı. Önümüzde Başakşehir ile oynanacak bir Süper Kupa Finali var. Süper Kupa alınırsa, Abdullah Hoca kariyerindeki ilk kupayı almakla kalmayacak, soru işaretleri bulunan kesimin de güvenoyunu alacak. Son olarak, ligdeki Beşiktaş maçı öncesi, Süper Kupa her nasıl takımın sınavıysa, transferin son haftası da yönetimin sınavı olacak…