Yazıma başlarken bir olaya değinmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde bir baba, 10 yaşındaki kızının gözünün önünde eski eşini katletti. Kızı sadece “Anne gitme” diyebildi, Anne ise “Ölmek istemiyorum.” O masum can toprak olduktan, arkasında birilerini boynu bükük bıraktıktan sonra önlem almanın, ceza vermenin anlamı kalmıyor malesef. Son yıllarda artan bu olaylar karşısında Devletimiz, artık bu konuda somut adımlar atmalı, geleceğin babaları anneleri okullarında bu konuda eğitilmeli, yasalara düzenleme getirilmeli. Emine Bulut’lar Özgecan’lar artmadan bu cinayetlerin önü alınmalı.
Malatyaspor maçıyla bu sezonki 5.maçına çıktı takım. Birkaç futbolcu hariç Sosa, Nwakaeme, Novak ve Pereira ve diğerleri 4 günde bir oynanan maçların neredeyse tamamında 90 dakika oynadı. Saydığım isimlerin içinde en genci 29 yaşında. Bu isimler Trabzonspor’un oyun oynamasında önemli yer tutuyor. Onlar da yaşı ilerlemiş futbolcular olunca bu sıkışık fikstürde tempo yapmak haliyle pek kolay olmuyor. Sıkışık fikstür demişken; Şamp. Ligi Play Off turunda Club Brugge’ün hafta içi oynayacağı Linz maçı öncesi hafta sonu oynanacak olan lig maçı ileri bir tarihe ertelendi. Bizim ülkemizde ise böyle bir uygulama daha önce yapıldı mı bilmiyorum ama şampiyonumuzun Şampiyonlar Ligi’ne gidememe olasılığını konuştuğumuz, Avrupa’da alınacak puanların altın değerinde olduğu şu günlerde es geçilmemeli diye düşünüyorum. Hatırlayalım, geçen sezon ön elemelerden Avrupa ligi gruplarına kalan Beşiktaş, lige erken başlamaktan ötürü fiziken erken tükenerek Ekim’in ortasında lig yarışından çok geri düşmüştü..
Sahaya dönelim. Oyunun her iki yönüne de bakacak olursak, ilk yarıda Malatyaspor topla oynarken Trabzonspor genelde rakibini 2.bölgenin ortalarında karşıladı. Şayet diri olsaydı takım 3.bölgede karşılardı diye düşünüyorum çünkü geçtiğimiz sezon rakibi üçüncü bölgede karşılama olayına çok şahit olduk ve bunun ekmeğini çok yedi takım. Top Trabzonspor’dayken ise kısa, ayağa oynayarak, üçgenler kurarak çıkmakta zorlandı takım. Bunda ana etken, kâğıt üzerinde 4-2-3-1 gibi görünen fakat sahada 4-4-2’ye kayan oyun. Üstüne Ekuban veya Sorloth ikilisinden birinin sorumluluk almayarak Sosa ve Parmak’a yaklaşmaması Trabzonspor’u bu anlamda epey sıkıntıya soktu. İlk yarı sonlarında Malatyaspor çıkmaya çalışırken topu kaybetmese ve Sosa sazı eline alıp golü attırmasa ikinci yarı daha zor geçerdi takım adına. Abdülkadir Ömür’ün altın kafası bir anlamda nefes aldırdı ve özgüven kazandırdı.
İkinci yarı Sergen hoca biraz daha açık oynattı takımını. Bu da Trabzonspor’un işine geldi ve geniş alanda topla çok rahat oynayabildiler. Son paslarda biraz daha titiz olsalar ve şans faktörü de yanında olsa daha erken 2-0 olabilir belki de daha farklı bir skor görebilirdik.
Yorgunluk, rotasyonsuzluk, zorlu Fenerbahçe maçı öncesi ligdeki ilk 3 puanı alma isteği, sahaya yayılış, tam bir açmazlar sarmalıydı Trabzonspor için. Bu manada takımın yorgunluğu ve oyundaki sığlığa rağmen Pereira ve Sosa’nın yüksek çabalarıyla gelen 3 puan, altın değerindeydi kuşkusuz. Zorlu fikstürü atlatmaya yalnızca 2 maç kaldı. AEK karşısında avantajlı olunsa da Fenerbahçe deplasmanı var. Diri ve rüzgârı arkasına almış bir takımın kendi seyircisinin önünde bileğini bükmek kolay olmayacak. Bu manada AEK maçında Ünal Karaman’ın rotasyona gideceğini ve gitmesi gerektiğini düşünüyorum.
Açmazlar Sarmalında 3 Puan
- 25 Ağustos 2019, 22:51
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.